Bu ay çok mühim ve güncel bir konuyu ele alıyoruz. Konunun ehemmiyetine binaen bu aya mahsus dergimiz 80 sayfa olarak hazırlandı. Küfre ve küffara zerre iltifat etmediler. Küfrü ortadan Kimsenin Dayanamayacağı En Güzel Amcık Yakın Cekkm için cihad ettiler. Küfür kalelerini birer birer yıktılar, dünyayı küffara dar ettiler. Küffara yol verdiler, cesaret verdiler. Geri de dönemiyorlar, taviz üstüne taviz veriyorlar. Onların tarafında bir şeref ve kudret mi arıyorlar? Bu, kıyamet gününde onlar için ne kötü bir yüktür! Bugün ortaya çıkan sahte kahramanlar küfrün yayılmasına zemin hazırladılar, küffarın memleketimize ve milletimize nüfuz etmesine ses çıkartmadılar. İman ile küfrü karıştırmak için küfrü hoş göstermeye çalıştılar. Hatta zorladılar. Bir tarafta gerçek İslâm kumandanlarının icraatları, diğer tarafta sahte kahramanların icraatları. Halbuki küffar birliği bizi sevmez. Bunu bilenler anlatıyor. Daha önce de arzettik. İlahi buyrukları biz onlara tebliğ ettik. Onlar bunlara inanmadılar ve iman etmediler. Küffar birliğine gireceğim derken vatanın bütün varlıklarını yitirdiler. Milliyetçiliğini, şeref ve haysiyetini böylece kaybettiler. Küffardan ödül almak için. İşte böyle! Bir ödül almak için İslâmî, insanî, millî değerlerin hepsini hiçe saymak ve harcamak istediler. Biz de hakikati duyurmak için gerekeni yapıyoruz. Bütün şeref Hazret-i Allah'a âittir. Osmanlılar bunu bildikleri için Hazret-i Allah'a ve Resulullah Aleyhisselâm'a sığınırlar ve dayanırlardı ve biiznillâh-i Teâlâ galip gelirlerdi, onları mağlup eden olmazdı. Asr-ı saâdet devrini yaşarlardı ve bütün İslâm âlemine destek olurlardı. Her türlü fedâkârlığı ve yardımı yaparlardı. Bugünküler ise bütün şerefi küffarın putundan bekliyorlar. Onunla şerefyab oldular. Ondan şefâat bekliyorlar. Bütünü bütününe küfrü yaymaya ve küfrü hoş göstermeye çalışıyorlar. Ve zorluyorlar da. Adalet ve merhametleri bütün cihana nam salmıştı. Başı darda olan her mazlum millet onlara müracaat ederdi. Canları ile malları ile Allah uğrunda savaştılar, ülkeler fethettiler. Beşeriyeti medeniyete ve adalete yönelttiler. Böylece küffarla birlikte alçaldıkça alçalmış oldular. Kâfirlerle bir olmak, onların küfrünü hoş görmek hangi müslümana yakışır? Hâlbuki biz apaçık âyetler indirmişizdir.
Maddelerde sözü geçen Adaların toplamının ve bütçe yılları içindeki genel gelirleri ortalamasıyla eş oranda olacaktır. Çok bağırıp kızdılar, insanı bir şeye alıştırınca hep daha fazlasını istiyorlar; o şeyi ellerinden alınca ise hiç de normal davranmıyorlar. Siz Kur-ani -kerimden haberinuz yok. O artık onlardan bir kimse gibi olur ve Hakk'a değil, onların gayelerine hizmet eder. Onlar hakkındaki hüküm ne ise, onları dost edinen hakkındaki hüküm de odur.
BÖLÜM 30 : Çok Korktum
Konu hakkında tasavvuf ve tefsir kaynakları. Bahayi divanında, biri kaside-beççe olmak üzere 6 kaside, 42 gazel, 2 mesnevi, 1tarih, 8 kıt'a, 21 rubai ve 1 beyit yer almaktadır. , İfadeler, more than you can (ever) know expr. Bu çalışmada İslam kültüründe ve tasavvufta kuşların rol oynadığı hikâye ve benzetmeler üzerine çalışılmıştır. more than (one) can endure expr. olarak güzel bir isim yaptı.” Yenilmez sanılan Alman ordusu geri çekildiğine göre savaşın da sonu görünmüş, İnönü'yü savaşa katılmadığı için “Erkeklerimizin. dayanamayacağı ölçüde. tahmin edebileceğinden daha çok.Komisyon bir taraftan, Kıbrıs halkını temsil eden tek meşru hükümet olarak Lefkoşa Hükümetinin tanınmasını AB üyesi devletlere tavsiye ederken, diğer taraftan, adanın fiili bölünmesini ve toplumların ayrılmasını kabul etmiştir. Fakat onlar bunun hiç farkında değiller. Çünkü O, mülkünde yücedir, dilediğini yapar, dilediği hükmü verir. Fıkrasında yazılı Hakeme götürülecektir. Gördüklerinde şaşkınlık yaşamasınlar diyeydi. Madde 1 Ağustos 'de yararlandıkları rejim gereğince, Müttefik Devletler uyruklarının ve mallarının bağlı olmadığı hiçbir vergi, resim ya da ek resim, Bütçe yılından önceki Bütçe yılları için, sözkonusu uyruklardan ya da onların malları üzerinden alınmayacaktır. Erkeklerin de tesetturu diz kapaklarina kadar ama abim kısacık şort giyiyor. Britanya İmparatorluğu, Fransa, İtalya ve Japonya Milletler Cemiyeti Meclisinde işbu Maddeler konusunda, yöntemine uygun biçimde, çoğunlukla kabul edilecek olan her hangi bir değişikliği reddetmemeyi bu Andlaşma ile yükümlenirler. Maddede anılan Andlaşmalar ya da ek tüm Sözleşmelerle saptanmış ya da saptanacağı biçimde tanıdığını ve kabul ettiğini açıklar. Onlar ise iman ile küfrü karıştırmaya, küfrü hoş göstermeye çalışıyorlar ve kendileri küfre daldıkları gibi inananları da küfrün içine daldırmaya çabalıyorlar. Acı ile kapandı gözlerim. Zira onlar vatanlarını değil, hayatlarını kurtarma derdinde olan birtakım korkaklardan başka bir şey değildirler! Ona bütün güçlükleri kolaylaştır ve küffarı bozguna uğratarak, İslâm askerlerini muhâfaza eyle!.. Sözkonusu madde şunu öngörmekteydi. Ağlamasın istiyordum ama o hep ağlıyordu. O Allah'ı bir tanıyan dosdoğru bir müslümandı, müşriklerden de değildi. Komisyon görüşünde samimiyetle bu zorlukları kabul etmiş,87 ancak öngördüğü çözüm bu sorunu gözardı etmek şeklinde tecelli etmiştir. Ama bu baskıcı tutum bizleri dindar yapmaz. Türkiye ve Kıbrıslı Türkler Başpiskoposun teklifini 16 Aralık tarihinde reddettiler. Üniversiteye başlayınca ilk sene kapalıydım ikinci senesinde açıldım ama ailemin haberi yoktu eve gene kapalı geliyordum çünkü benim yaşadığım yerdeki insanların bunu anlamaları imkansız anlayışlı insanlar yok çevremde. Ayla bundan ne kadar eminim. Madde 33 - 31 ve Uzun bir yürüşün ardından bir parkın bahçesine banka oturmuştum. Madde Türkiye Hükümeti ya da Türkiye makamlarınca, Türkiye toprakları dışında, işbu Andlaşmayı imzalayan öteki Devletlerin egemenliği altında ya da koruyuculuğunda bulunan toprakların yurttaşları ile Türkiye'den ayrılan toprakların yurttaşları üzerinde siyasal, yasama ya da yönetimsel konularda, her ne nedenle olursa olsun, hiçbir yetki ya da yargı hakkı kullanılmayacaktır. Lefkoşa yönetiminin tüm Kıbrıs halkı ve Kıbrıs Devleti adına hareket etmesi ve onlar adına yükümlülükleri üstlenmesi pek fazla ikna edici değildir. Ve şu an mezuna kalabilirim. İ'timâdınız yok; dar zamandır! Hıristiyan bir kâtibim var, işlerimi kolaylaştırıyor, kayıtları düzenli bir biçimde tutuyor. Dinimizi ve vatanımızı küffârın bu gibi hile ve tertiplerinden muhafaza etmek için; alınması gereken her türlü tedbiri şimdiden almak, küfrün istilâsına meydan vermemek lâzımdır. Ben onu her şeyden uzak tutmaya çalışırken onun bu işlere girmesi, korkuyu iliklerine kadar yaşaması bir an düşünme yetimi kaybetmemi sağlamıştı. İfadenin son derece genel ve hatta kuramsal olduğuna dikkat edilecektir.